Antioksidanlar güneş nedeniyle ortaya çıkan serbest radikallere ve yangıya karşı mücadelede yardımcı olabilirler ama onlar güneş filtreleyicileri değildirler. Aralarında vitaminlerin ve bitki özlerinin de bulunduğu birtakım antioksidanlar, koruyucu güneş kremlerinin, güneşlenme sonrası bakımlarının, serumların ve diğer güneşten hasar görmüş ciltler için üretilen ürünlerin formüllerinde yer almaktadırlar. Kısa veya uzun süreli güneşlenmelerin yol açtığı görünüm sorunlarının giderilmesi konusunda yardımcı olmalarına rağmen güneşin etkisinden koruma sağlayamazlar.
Evet. Güneş öğlenleri en tepededir. Bu nedenle sabah 10 ile öğleden sonra 3 arasında açık havada, güneşin altında olmaktan kaçınılmalıdır. Meteorologların o gün için tahmin ettiği UV endeksine dikkat edin. Güneş koruyucusunu gerektiği kadar sürerek güneşten doğru bir şekilde korunursanız cildinizin hasar görme ve güneş yanıklarının oluşma riskini en aza indirmiş olursunuz. Yaz boyunca sıcak hava nedeniyle çok fazla terleyebilirsiniz, dolayısıyla gün ortasında güneş koruyucusunun etkisi azalabilir. Eğer terleyeceğinizi bildiğiniz bir açık hava etkinliğinde bulunacaksanız suya dayanıklı bir güneş koruyucusu kullanın ve ihtiyaç duyduğunuzda yeniden sürün.
Sıcak havalarda giyilen ince pamuklu giysiler genelde pek koruma sağlamaz. Bir t-shirt giymenize rağmen güneş yanığı olabilirsiniz. Günümüzde SPF ölçebilen özel giysiler var. Bu giysiler ışığı yansıtmak üzere hazırlanmışlar, ama sıcak havalarda giyilebilecek kadar inceler. Bu güneş koruyucu giysileri genellikle spor mağazalarında bulmak mümkün. Özetleyecek olursak doğrudan güneş altındayken giyeceğiniz beyaz veya açık renklerdeki giysiler ışığı yansıtır ve fazla ısınmazlar. Bir şapka ve kaliteli bir güneş gözlüğü de önemlidir. Bu sayede gözlerinizi güneşin zararlarından korumuş, gözlerinizi kısmaktan dolayı oluşabilecek kırışıklıkların oluşmasını veya var olanların belirginleşmesini de önlemiş olursunuz. Şapkalar özellikle ince saçlı insanlar için iyi bir koruyucudur. Kafa derisi güneş yanığı olabilir ve cilt kanserleri çoğu zaman kafa derisinde ortaya çıkar.
En iyi çare güneşten sakınmaktır! Cilde nemlendirici sürmek soyulmayı ve kuruluğu bir ölçüde hafifletebilir, ama bu soyulmayı önlemeyecektir. Antioksidan bir serum, hasarı önlemeye yardımcı olabilir, ama bunu güneşlenme öncesinde yapmak (güneş koruyucu ile birlikte) daha uygundur. Ne yazık ki güneşin yol açtığı gerçek ve uzun soluklu hasarları yok edecek güneş sonrası bilimsel bir ürün veya bakım yoktur.
Güneş koruyucularının içindeki maddeler UV ışınlarını emerek etkisiz hale getirebiliyor veya bu ışınları fiziksel olarak cilt yüzeyinden geri yansıtabiliyor.
Bunlar bazen yanlışlıkla kimyasal bazlı olarak da nitelendiriliyorlar, oysa tüm güneş koruyucuları kimyasaldır, UV ışınlarını emer ve etkisiz hale getirir. Bunu yaparken ortaya çıkan enerjiyi ısı olarak yayarlar. Bu çoğu insan için sorun olmasa da, rosacea ve hassas cildi olan kişilere rahatsızlık verebilir.
Avobenzone (Parsol 1789), octinoxate, octisalate, octocrylene, oxybenzone, ecamsule (Mexxoryl), homosalate, padimate A ve padimate O. Ultraviole A ve B ışınları cildin değişik katmanlarını etkiler. Fiziksel özellikteki güneş koruyucularının içerdikleri maddeler, ışınları cilt yüzeyinden yansıtırlar veya dağılmalarını sağlarlar. FDA tarafından onaylanmış sadece iki madde vardır: titanium dioksit ve çinko oksit. Çinko oksit ve titanium dioksit bazen “kimyasal olmayan” güneş koruyucuları olarak nitelendirilir, ama bu da yanlıştır, çünkü onlar da kimyasaldır. Onları “ısı yansıtan” güneş koruyucuları olarak tanımlamak daha doğru olur. Fiziksel koruyucular emicilere nazaran daha az tahriş edicidir, çünkü ışığı ve ısıyı emmek yerine dağıtırlar. Aynı zamanda alerji ve yangı oluşmasına da pek zemin hazırlamazlar. Bu nedenle en etkili güneş koruyucuları arasında yer alırlar. Fiziksel koruyucuların tek sorunu cildi tam olarak kaplayabilmeleri için daha koyu kıvamlıdırlar ve cilde sürülmeleri daha zordur. Bu özelliklerinden dolayı tüketiciler tarafından pek tercih edilmemektedirler. Tek başına kullanıldıklarında beyaz pudramsı bir görünüm de sergileyebilmektedirler. Birçok şirket emici koruyucuları yansıtıcı koruyucularla karıştırmak suretiyle bu soruna bir çözüm getirdi. Bu sayede tüketicilerin hoşuna giden, daha hafif ve kullanışlı ama hala etkili ve tahriş etmeyen ürünler piyasaya sunuldu.
SPF’nin açık hali sun protection factor1. Bir rakamla birleşik olarak kullanılan SPF bir kişinin güneş yanığı olmadan ne kadar süre güneşin altında kalabileceğini ölçüyor. Eğer koruyucu güneş ürünü olmadan güneşe çıktığınızda 30 dakikada güneş yanığı olduğunuzu düşünürsek, SPF4 size dört kat daha uzun sure, yani 2 saat, güneş yanığı olmadan güneşte kalma imkânı sağlar. Pek çok bilim adamı SPF’nin artık bilimsel açıdan geçersiz olduğuna inanıyor, çünkü ölçülen süre tıbbi bakım gerektiren güneş yanıklarını esas alıyor. Oysa bugün ciltte daha kızarma görülmeden önce bile yangı ve hücre hasarlarının oluşabildiği biliniyor. Bu nedenle günümüzde koruyucu güneş ürününün filtrelediği spektrumun genişliği daha önem kazandı.
Daha önce de anlattığımız gibi iyi bir güneş koruyucusunun şu özellikleri olmalı:
Bazı kişiler güneş koruyucusunun içindeki maddelere karşı alerjik olabilirler. Aynı maddeler pek çok güneş koruyucu üründe kullanıldığı için, o kişiler birçok güneş kremine karşı alerjik olabilirler, çünkü farklı ürünler denedikleri halde hepsinde alerjik oldukları aynı madde olabilir. Etkili bir güneş koruyucu olan PABA yıllarca kullanıldığı halde neden olduğu alerjik tepkiler yüzünden kötü bir ün yaptı ve yeni formüllerde kullanımından vazgeçildi. Çinko oksit ve titanium dioksit içeren ürünler genelde alerji yapmasalar da karıştırıldıkları emici özellikteki koruyucular, alerjik tepkilere neden olabilmektedir. Alerjinizin nedenini tespit etmek için kullandığınız ürünün içeriğini inceleyin ve farklı ürünleri deneyerek sizde bu tepkiye yol açanın hangi madde olduğunu belirlemeye çalışın. Çoğu kişi sonunda alerji yapmayan bir ürün bulup kullanabiliyor.
Eğer gün boyu yüzmeyi veya aşırı terleten bir iş yapmayı düşünüyorsanız suya dayanıklı güneş koruyucuları iyi bir seçim olur. Bu, tüm günlerini deniz kenarında veya havuzda geçirecek altı yaşından büyük çocuklar için de doğru bir seçimdir. Daha küçük çocuklar için uygun güneş koruyucularını seçmek için doktorlarına danışmak daha güvenli olur, çünkü o yaşta alerjilere daha eğilimli olabilirler. Suya dayanıklı güneş koruyucuların yağ veya krem bazlı taşıyıcılarının kıvamları, ciltten suyu daha kolay atabilmeleri için yoğun olabiliyor. Bu taşıyıcıların içerdikleri maddeler gözenekleri tıkayabildikleri için özellikle akneye eğilimli ciltler dikkatli olmalı, çünkü bu maddeler akneyi olumsuz yönde etkileyebiliyorlar veya gözeneklerin tıkanmasına neden olabiliyorlar. Zaten tam anlamıyla suya dayanıklı güneş koruyucusu yoktur. Sonunda hepsi cildin üzerinden akıp gider. Yasalara göre bir güneş koruyucusu suya dayanıklı olduğunu iddia ediyorsa 40 dakika süresince suya maruz kaldığı halde korumaya devam ettiğini bir test ile kanıtlamak zorundadır. Eğer ürün suya ileri derecede dayanıklı olduğunu ilan ediyorsa bu süre 80 dakikaya çıkmak durumundadır.
Ortalama boyda bir kişi yaklaşık 30 gr güneş koruyucusunu tüm bedenine bir seferde sürmelidir. Bu standart bir çay bardağının yarısı kadardır. Güneş koruyucunun, cilde iyice nüfuz edebilmesi için güneşe çıkmadan en az 30 dakika önce sürülmelidir. Güneşten kızarmış ve yangı oluşmuş bir cilde güneş kremi sürmek zararı daha da artırabilir.
Eğer doğrudan güneşin altındaysanız her iki saatte bir yeniden sürmelisiniz. Eğer kullandığınız ürün suya dayanıklı değilse veya aşırı derecede hassas bir cildiniz varsa yenilemeyi daha sık yapmalısınız. Yüzdükten sonra veya yoğun olarak terledikten sonra da güneş kremi yenilenmelidir. İşe giderken sürdüğünüz güneş kremini, eğer uzun süreler güneş altında bulunmayacaksanız, yenilemeniz gerekmez.