İstanbul Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi
Romatoloji BD Öğretim Üyesi
Tüm eklemlerin ağrısı romatizmal nedenlerle olabilir. Özellikle el parmakları, küçük parmaklarda ağrı, hastanın sabahları uyandığında 1-2 saat ellerini kullanmakta zorlanması, ayak başparmağında tekrarlayan şişme, dizlerde tekrarlayan şişme ya da her iki dirseğinde ağrı ve şişlikler varsa, bunlar şiddetle iltihaplı romatizma olabileceğini düşündürür. Hastalar özellikle sabahları kalktığında, daha yoğun bir bel ağrım var ve gün içerisinde hareket ettikçe ağrım biraz daha rahatlıyor ama dinlenmeye geçince mesela; sandalyede yarım saat, bir saat oturduktan sonra kalktığımda zorlanıyorum gibi bel ağrısı şikâyetleri söylüyorsa, bu da yine bir iltihaplı romatizma ile ilgili olabilir.
Tekrarlayan ağız yaraları, tekrarlayan genital bölge yaraları beraberinde gözde kızarıklıklar, tekrarlayan damar iltihapları (flebit), bacak ön yüzünde kızarıklıklar, ağrılı nodüller (şişlikler) bunların varlığı yine “Behçet” denilen bir hastalığın olabileceğini düşündürür. Çocukluğundan beri tekrarlayan karın ağrılarının varlığı, ateş çıkması romatoloji hekimlerine FMF Ailesel Akdeniz Ateşi Hastalığını düşündürür ve yıllar sonra tanısı koyulabilen bu hastalarda az oranda değildir.
Multi sistem denilen, yani çoklu sistemi bir arada ilgilendiren şikâyetler; mesela kişinin eklem ağrısı, akciğer tutulumu, böbrek tutulumu, kalp tutulumu gibi birden çok organı etkiliyorsa, o da yine iltihaplı romatizmanın parçası olabilir. Açıklanamayan deri döküntüleri, deride yaralar, sedef hastalığı ile beraber eklem ağrılarının varlığı da yine romatizmal hastalığın bulgusu olabilir. Bazen hiç alakası olmayan mesela; hasta sürekli çocuk kaybı, tekrarlayan düşük şikâyeti ile hastalar romatologlara başvurabilir. Bazen bir laboratuvarda başka bir hekim anormali saptar ve hasta romatoloji hekimine gönderilebilir. Özetle çok renkli, çok çeşitli, çok organı ilgilendiren yakınmalarla ve bulgularla hastalar romatoloji hekimlerine başvurabilmektedir.
Romatizmanın tedavisinde özellikle koruyucu önlemler, yani ilaç dışı önlemler ile şikâyetler kontrol altına alınabiliyorsa öncelik bu olmalıdır. Hastanın düzenli olarak spor yapması, besin ve diyetine dikkat etmesi, sigara içmemesi, diş eti iltihabı varsa onları tedavi ettirmesi, kilosunun ideal kilosuna çok hızlı olmayacak şekilde inmesi gibi ilaç dışı tedaviler uygulanabilir.
Birçok hastaya da antiromatizmal ilaçlar vermek gerekebilmektedir. İlaçlar arasında en yaygın olarak kullanılan, halk arasında esasen yanlış olarak basit ağrı kesici gibi algılanan, antiinflamatuvar ilaç denilen, yangı giderici ilaçlardır. Yangı giderici ilaçlar, en yaygın kullanılan ilaçlardır. Onun dışında birçok hastaya, kortizon vermek gerekmektedir. Özellikle iltihaplı romatizması olan hastalara kortizon verilmektedir. Kortizonlar tabii ki hiçbir ilaç gibi durup dururken kimseye verilmek istenmez. Hastalar kortizonlar hakkında maalesef çevreden duydukları ile kullanmaktan kaçınırlar ve sonuçta zarar görürler.
Hekim eğer iltihaplı romatizması olan hastaya yararının daha yüksek, daha fazla olacağını düşünürse kortizonu reçete eder. Hastaların kortizon kullanırken sadece bazı önlemler alması gerekmektedir. Hastalarına kortizon veren hekimler günün belli saatlerinde sabah erken saatte ya da gecenin geç saatinde kortizonu kullanırken tuzlu, yağlı, şekerli gıdaları azaltmasını, potasyum denilen mineralden daha zengin meyve, muz gibi gıdalar tüketmesini, dönem dönem kan basıncına baktırmasını, göz basıncının yükselme riskine karşı göz basıncını kontrol ettirmesini ve egzersizini düzenli olarak yapmasını hastalarına telkin ederler. Bunlar romatoloji hekimlerinin birçok iltihaplı romatizmal hastadaki tedaviye başlangıç ilaçlarıdır.
Bir de hastalığın gidişini etkileyen ilaçlar vardır. Bu ilaçlar da biraz daha ağır, biraz daha yakın takip edilmesi gereken ilaçlardır. Mesela; metotreksat denilen, iltihaplı romatizması olan romatoid artrit gibi hastaların çok aşina olduğu bir ilaç var. Hastalara haftada 1 kere haftalık hap diye verilen ya da iğne olarak uygulanan bir ilaçtır. Onun dışında, benzeri olan günlük olarak verilen ağızdan alınan başka bir tablet daha vardır. Bunlar bağışıklık sistemi üzerine etki ederek, bağışıklık sistemi hücrelerini bir miktar baskı altında tutarak, vücudun kendisine zarar vermesini engelleyen ilaçlardır.
Mesela, iltihaplı romatizmalarda çok yaygın olarak kullanılan kinin diye bir ilaç var. Romatizma tedavisinde 20 yıldır hayatımızda olan, çığır açmış bazı ilaç grupları da var. Bunlara genel adıyla biyolojik ilaçlar denilmektedir. Çoğunluğu iğne şeklinde, bir kısmı da hap şeklinde kullanılan, biraz daha yakın takip edilmesi gereken, ama etkinlik bakımından oldukça güçlü olan ilaçlarda söz konusudur.
Gönül ister ki, hiçbir hastaya hiçbir ilaç verilmesin, ancak iltihaplı romatizmalar tedavi edilmediğinde birçok hasta da eklem harabiyeti, iç organ tutulumları, böbrek gibi organların ciddi zarar görebilmesi ve hastanın sakat kalabilmesi nedeniyle ilaç kullanmak zorunda kalınmaktadır. Hastaların hekimlerinin uygun görmesi durumunda, bazen hekimlerin istişare ederek hastalara ilaç kullanım tavsiyeleri de yapılabilmektedir. Hastaların yakın takiplerini aksatmamaları kaydıyla, hekimlerinin söylediği önerilere dikkat etmeleri, uymaları kaydıyla bu ilaçları almaları önerilmektedir.